TEVEKKÜL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TEVEKKÜL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2010 Perşembe

ÖDÜL VE CEZA AMELLERİNİZDENDİR




99/7: Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onun karşılığını görecektir

99/8: Her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa o da onu görecektir Kur'ân; insanların amellerine (çalışmalarına) göre, ceza veya ödüllendirileceğini belirlemiştir İlâhî yasa hükümlerine uygun ameller sergileyerek

Cenâbı Allah'a tevekkül edenler, zafer ve mutluluğa ulaşacak; inkarcıların, zalimlerin, nankörlerin vs da bütün yaptıkları ameller boşa çıkacaktır Yapılması plânlanan işlerde; hiçbir çalışma yapmadan hiçbir iyi ve güzel iş üretmeden ben

Allah'ı vekil ettim diyerek işlerin tıkırında gitmesini isteme bilgisizliği; ancak tembelliği, miskinliği doğuracaktır Böyle düşünenler, tevekkülün sırrına erişememiş cahiller sınıfından başkası değildirRabbinden sana ne vahyedilmişse onlara uy

Kur'ânı Kerîm ile berilenmiş İlâhî Yasalar'ı tatbik etmek suretiyle, yaşamını sürdür Yalnız ve yalnız bütün varlıkların yaratıcısı, Cenâbı Allah'a dayanıp güven O, iman edenlerin dostu ve vekilidir

Vahye uygun kararlar ver ve bir işe başladığın zaman da, yalnız Allah'a dayanıp güven, Allahü Teâlâ, mü'min kulunu işin sonunda mutluluğa eriştirir Ancak insanlar başlangıçta, en iyi sonucun hangisi olduğunu bilemez
Bakara 2/216: "

Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür

Allah bilir siz bilemezsiniz " Kullar; Kur'ân hükümlerine uygun işler üretmeli, gerek bunları yaparken ve gerekse sonucu için hep Cenâbı Allah'a dayanıp güvenmelidir Allahü Teâlâ iman etmiş kuluna, kendisinin bile düşünemediği en hayırlı, en iyi neticeyi lütuf eder

TEVEKKÜL




Her hastalığın ilacı vardır Yalnız ölüme çare yoktur
[Taberani]

Hz Musa, hastalanınca, “İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir” diyerek ilaç kullanmadı Allahü teâlâ (İlaç kullanmazsan şifa ihsan etmem) buyurdu İlacı kullanınca iyi oldu Fakat sebebini merak etti

Allahü teâlâ,
(Tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi değiştirmek mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan benim) buyurdu
(K Saadet)


Doktora gitmeli, ilaç kullanmalı; fakat, doktora ve ilaca güvenmemeli, şifayı Allahü teâlâdan istemelidir!

İlaç kullanıp da iyi olmayan, ameliyat masasında ölen az değildir Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:

(İmanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
(Tevekkül edene, Allah kâfidir) [Talak 3]

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (Allahü teâlâya hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı)

[Tirmizi]

Hz İbrahim’in, mancınıkla ateşe atılırken, Hasbiyallah ve ni’mel vekil dediği hadis-i şerifle bildirilmiştir
[Bana Allah’ım yetişir, O ne iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ateşe düşerken Hz Cebrail gelip, “Bir dileğin var mı?” diye sorunca, “Var, fakat sana değil” diyerek sözünün eri olduğunu gösterdi

Bunun için âyet-i kerimede, (Sözünün eri olan İbrahim) diye övüldü (Necm 37)

Tevekkül, kalb işidir, imandan meydana gelir Allahü teâlânın lütuf ve ihsanının pek çok olduğuna iman etmekle hasıl olur Bu hâl, kalbin vekile itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması ve onun ile rahat etmesidir Böyle bir insan dünya malına gönül bağlamaz

Dünya işlerinin bozulmasından dolayı üzülmez Rızkından endişe etmez

Mesela, iftiraya uğrayan biri, mahkemeye düşünce kendine bir avukat tutar Üç şeyde avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi rahat eder

1- Avukatı, ona yaptıkları iftirayı iyi bilir
2- Avukatı doğruyu söylemekten korkmaz
3- Avukatın bunu canla başla savunacağına inanır Avukatına böyle inanır, güvenirse kendi ayrıca uğraşmaz (Allah bize yetişir O ne iyi vekildir) âyetini iyi anlayıp, “Rızık takdir edilmiş, vakti gelince bana yetişir” der Demek ki, çalışmadan tevekkül dinimizde yoktur